Meridyen Sohbetleri Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı’nın katılımıyla gerçekleşti

Meridyen Sohbetleri, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı’nın katılımıyla 15 Şubat 2014 Cumartesigünü saat19.00′da Meridyen’in tarihi mekânında gerçekleşti.

‘’Dindarlık Algımızın Referansları‘’  konusu çerçevesinde gerçekleşen sohbette Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı sözlerine, din ve dindarlık kavramlarına değinerek başladı:

‘’İnsanlık tarihi boyunca din ve dindarlık kavramları dünyada ve İslâm toplumlarında önemli bir konu olmuştur. Din üzerine çeşitli çalışmalar yapılmış ve günümüzde de yapılmaya devam edilmektedir.’’

‘’Din ve dindarlık genel olarak insanlık tarihinde nasıl algılandı?”, “Günümüzde din ve dindarlık nasıl algılanıyor?”, “Doğru bir dindarlık inşasını hangi dinamiklere dayandırırsak başarılı oluruz?’’ gibi konulara dair fikirlerini paylaşan Çağrıcı, yaklaşık 1000 yıl önce İmam-ı Gazalî döneminde yaşamış ve hicrî 6.yy’da vefat eden Müslüman âlim Ragıb El-İsfehani’nin “Dinin güzelliklerine götüren yol” adlı kitabında geçen, insanın var oluşunun üç temel nedeninden bahsetti.

“İnsanın var oluşunun üç temel nedeni; Hilafetullah, İbadetullah ve İmaret’ul Arz’dır. Hilafetullah’ın birinci şartı hikmettir. İyi bir dindar, şüphesiz ki ilahi sıfatların kendine tecelli ettiği bir kimliğe, kişiliğe, sıfata sahip olandır. Bunun içini dolduran erdemler ise hikmet yani derin bilgi, zihin dünyamızı da yaşama dünyamızı da geliştiren, zenginleştiren yüce bilgidir. Dindarlığımızın temel dinamiklerinden biri, zihin dünyamızı doğru bilgilerle geliştirmek, ikincisi ise amel dünyamızı doğru davranışlarla sürdürmektir. Hilafetullah’ın ikinci şartı adalettir. Adalet, bizim kültürümüzde çok zengin bir yere sahiptir. Faziletlerle zenginleştirilmiş ve geliştirilmiş iç dünyamızda bir adalet oluşturursak, iyi bir Müslüman olabiliriz. İç dünyamızda hikmet, iffet ve şecaat erdemlerini sağlarsak, böylece ruh dünyamızın da donanımını geliştirmiş oluruz. Böylece ruh dünyamızda adalet oluşmuş olur. Hakkı gözetmek, hakka göre davranmak, hak ile muamele etmek adalettir.  Hilafetullah’ın üçüncü şartı hilimdir. Hilim, her zaman aklın kontrolünde yaşamaktır. Duygulara karşı aklı güçlü kılmaktır. Duygularımız karşısında aklı öne çıkarmaktır. Hilafetullah’ın dördüncü şartı ihsandır. İhsan, iyi olmak ve her zaman iyiyi yapmak ve yaptığını en iyi yapmaktır.’’

‘’İnsanın var oluşunun ikinci temel nedeni olan İbadetullah, Allah’a kul olmaktır. Gündelik hayatımızda icra ettiğimiz ibadeti içine alan, daha öte bir kavramdır. Allah’ın, iyilik, doğruluk ve hakikatin kaynağı olan emir ve yasaklarına göre yaşamaktır. İyi ve güzel davranışlarımız ne kadar iyiliğe ve yarara olursa o kadar ibadet hali içindeyizdir.’’

‘’En önemli temel neden ise İmaret’ul Arz’dır. İmaratul Arz; yeryüzünü mamur etmek demektir. Güzelleştirmektir. Yeryüzünü uygarlaştırmaktır. Kendimizle birlikte herkes ve her şey için daha iyi, daha yaşanılabilir ve daha mamur bir dünya inşa etmektir.’’

Son olarak, zaman içerisinde dindarlık algımızdaki değişimlere değinen Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, sözlerini farklı dindarlık tabirlerinden bahsederek sonlandırdı.

“Zaman içerisinde dindarlık algımızda değişimler olmuş ve 4 türlü dindarlık anlayışı ortaya çıkmıştır. ‘Gelenekçi dindarlık’, Kur’ân-ı Kerîm ve sünnetin yerine mezhep liderlerinin, cemaat liderlerinin merkezi işgal ettiği dindarlıktır. ‘Selefî ve Hâbi dindarlık’, müslümanlığı, Kur’ân-ı Kerîm ve sünnette lafız olarak ifade edildiği şekilde benimseyen, bunun dışında farklı anlayış ve farklı tefsiri kabul etmeyen dindarlıktır. ‘Modernist dindarlık’, dini reddetmeyen; fakat modern çağın gereği neyse ona uyan dindarlıktır. ‘Kuşatıcı dindarlık’, kaynağa bağlı, geleneğe saygılı, çağın ürettiği, yani Kur’ân-ı Kerîm ve sünnette bağlı dindarlıktır.’’

Sohbet, yapılan ikramın ardından son buldu.