Meridyen Sohbetleri’nin bu ayki konuğu Prof. Dr. Mahmut Kaya

Meridyen Sohbetleri’nin bu ayki konuğu, Busri’nin asırlardır terennüm edilen Kasîde-i Bürde’sini Türkçe’ye tercüme eden Prof. Dr. Mahmut Kaya.

Mevlid Kandili’nin akabinde “Naat Kültürü” çerçevesinde Üsküdar’ın manevi ve kültürel atmosferinde yer edinmiş tarihi mekanımızda gerçekleştireceğimiz sohbet programımızda aileniz ve dostlarınızla birlikte buluşmayı diliyoruz.

Konu:            Naat Kültürü

Konuk:         Prof. Dr. Mahmut Kaya

Tarih:           26 Ocak 2013 Cumartesi, 19.00

Yer:               Meridyen Derneği

Kontenjan sınırlıdır. Katılım bilgisi verilmesi rica olunur: [email protected]

Prof. Dr. Mahmut Kaya Kimdir?

1945 Tokat doğumludur. 1955’te İstanbul’a gelerek önce geleneksel din eğitimi gördü. İlk ve ortaöğrenimini bu süreç içinde tamamladı ve 1972’de İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu. 1977’te aynı fakültenin Felsefe Bölümü Türk-İslâm Düşüncesi Tarihi Kürsüsü’nde asistan oldu ve aynı kürsüde 1973’te başladığı doktora programını 1979’da İslam Kaynakları Işığında Aristoteles ve Felsefesi adlı çalışmasıyla tamamladı. 1983’te yardımcı doçent, 1986’da doçent, 1992 yılında da profesör oldu. Uzun yıllar aynı fakültenin Felsefe Bölümü Türk-İslâm Düşüncesi Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı yaptığı görevinden 2012 yılında emekli oldu. 1988’den beri de Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde ilimler tarihi, İslâm düşüncesi ve ahlâk alanında ilim kurulu üyesi olarak çalışmak ve ilmi çalışmalarına devam etmektedir.

Meridyen Sohbetleri Prof. Dr. Mahmut Kaya’nın katılımıyla gerçekleşti

Meridyen Sohbetleri, yeni döneminde üçüncü konuğu, Bûsirî’nin asırlardır terennüm edilen Kasîde-i Bürde’sini Türkçe’ye tercüme eden Prof. Dr. Mahmut Kaya’nın katılımıyla 26 Ocak 2013 Cumartesi günü saat 19.00′daMeridyen’in geçmişten bugüne Üsküdar’ın manevi ve kültürel atmosferinde yer edinmiş tarihi mekanında gerçekleşti.

Yaklaşık 45 kişinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda Prof. Dr. Mahmut Kaya, ‘Naat Kültürü’ konusu çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirdi.

Meridyen Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Havva M. Kanbur’un selamlama konuşmasıyla başlayan sohbet, Prof. Dr. Mahmut Kaya’nın, mevlid ve naat kavramları hakkında kısa bilgi vermesiyle devam etti.

Müslümanlığa giren milletlerin yazmış oldukları kasidelerden bahseden Prof. Dr. Mahmut Kaya, Efendimiz (sav) için yazılan kasidelerin sınırı olmadığını söyledi.

Son olarak Rebiülevvel ayının önemine değinen Prof. Dr. Mahmut Kaya, Bûsirî’nin asırlardır terennüm edilen Kasîde-i Bürde’sini Türkçe tercümesiyle sohbetine son verdi.

Sohbet, Prof. Dr. Mahmut Kaya’nın katılımcıların sorularını cevaplamasının ardından son buldu.

Yeryüzü Doktorları Meridyen Sohbetleri’nde!

Yeryüzü Doktorları: ‘Orada ve her yerde’

Meridyen Sohbetleri’ne bu ay, Üsküdar’ın manevi ve kültürel atmosferinde yer edinmiş tarihi mekanında Prof. Dr. İhsan Karaman ve Dr. Kerem Kınık’ın katılımıyla Yeryüzü Doktorları’nın tecrübesini taşıyoruz.

Konu:           Yeryüzü Doktorları’nın Tecrübesi

Konuk:         Prof. Dr. İhsan Karaman – Dr. Kerem Kınık

Tarih:           23 Şubat 2013 Cumartesi, 19.00

Yer:               Meridyen Derneği

Kontenjan sınırlıdır. Katılım bilgisi verilmesi rica olunur: [email protected]

Meridyen Sohbetleri’nin bu ayki konuğu Mustafa Özel

Meridyen Sohbetleri, Mustafa Özel*’in katılımıyla devam ediyor.

Yöneticiler için Kısas-ı Enbiya’ konusu çerçevesinde  30 Mart 2013 Cumartesi günü saat 19.00′da gerçekleşecek sohbet için aileniz ve dostlarınızla birlikte sizlerle Meridyen’in geçmişten bugüne Üsküdar’ın manevi ve kültürel atmosferinde yer edinmiş tarihi mekanında buluşmayı diliyoruz.

Konu:        Yöneticiler için Kısas-ı Enbiya

Konuk:      Mustafa Özel, İstanbul Şehir Üniversitesi

Tarih:       30 Mart 2013 Cumartesi, 19.00

Yer:           Meridyen Derneği

*Mustafa Özel kimdir?

Mustafa Özel (d. 1956, Ağrı) yazar. Naci Gökçe Lisesi (1974) ve Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi’nden (İktisat 1980) mezun oldu. Bankacılık, dış ticaret ve sanayi sektörlerinde yönetici ve danışman olarak çalıştı. Dergâh, İzlenim, Kayıtlar, İlim ve Sanat, İslam, Yedi İklim, İktisat ve İş Dünyası dergilerinde yazı ve çevirileri yayımlandı. Halen İstanbul Şehir Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde ders vermekte, çeşitli kuruluşlara danışmanlık yapmakta ve muhtelif yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır.

Meridyen Sohbetleri Mustafa Özel’in katılımıyla gerçekleşti

Meridyen Sohbetleri, Mustafa Özel’in katılımıyla 30 Mart 2013 Cumartesigünü saat19.00′da Meridyen’in geçmişten bugüne Üsküdar’ın manevi ve kültürel atmosferinde yer edinmiş tarihi mekanında gerçekleşti.

Yaklaşık 40 kişinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda Mustafa Özel, ‘Yöneticiler için Kısas-ı Enbiya’ konusu çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirdi.

Meridyen Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Havva M. Kanbur’un selamlama konuşmasıyla başlayan sohbet, Mustafa Özel’in yönetimde ilkelerin önemi hakkında bilgi vermesiyle devam etti.

Organizasyonda başarılı olmanın yollarına değinen Özel, iyi bir organizasyonda farklı bakış açısına sahip olmanın öneminden bahsederek, farklı bakışların kişide kalmaması gerektiğini, kolektif bir çalışmaya dönüşmesinin önemli olduğunu ifade etti.

Son olarak, Osmanlı’nın başarısından bahseden Özel, Osmanlı’nın bir devleti nasıl kurduğunu anlattıktan sonra konuşmasına son verdi.

Sohbet, Mustafa Özel’in katılımcıların sorularını cevaplamasının ardından son buldu.

Meridyen Sohbetleri Prof. Dr. Kemal Sayar’ın katılımıyla gerçekleşti

Meridyen Sohbetleri, Prof.Dr.Kemal Sayar’ın katılımıyla 25 Mayıs 2013 Cumartesigünü saat 19.00′da Meridyen’in geçmişten bugüne Üsküdar’ın manevi ve kültürel atmosferinde yer edinmiş tarihi mekanında gerçekleşti.

Yaklaşık 45 kişinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda Prof. Dr. Kemal Sayar, ‘Ailede Mutluluk’ konusu çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirdi.

Meridyen Derneği’nin faaliyet alanlarını konu alan kısa tanıtım filmiyle başlayan sohbet, Meridyen Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Büyükdeniz’in selamlama konuşmasının ardından Prof. Dr. Kemal Sayar’ın konuşmasıyla devam etti.

Aile kavramının günümüz dünyasının en önemli meselelerden biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kemal Sayar, birey – aile ilişkisine dair açıklamalarda bulundu.

Aile saadeti, ailede dirlik ve düzen ve aile içerisindeki beklentiler gibi konulara değinen Sayar, eşler arası diyalogu örneklerle anlattı.

Son olarak, aile içerisindeki ahlâk kavramının değerlere yansımasından bahseden Sayar, ‘Bir insanın nefsi dininin elinde kar gibi ermiyorsa, dini nefsinin elinde kar gibi erir’ sözleriyle konuşmasına son verdi.

Sohbet, Prof. Dr. Kemal Sayar’ın katılımcıların sorularını cevaplamasının ardından son buldu.

Meridyen Sohbetleri Doç. Dr. Ekrem Demirli ile yeniden başlıyor!

Meridyen Sohbetleri, yeni döneminde ilk konuğu Doç. Dr. Ekrem Demirli*’nin katılımıyla kaldığı yerden devam ediyor.

Peygamber Aramızda’  konusu çerçevesinde 09 Kasım 2013 Cumartesi günü saat 19.00′da gerçekleşecek sohbet için aileniz ve dostlarınızla birlikte sizlerle Meridyen’in geçmişten bugüne Üsküdar’ın manevi ve kültürel atmosferinde yer edinmiş tarihi mekanında buluşmayı diliyoruz.

Konu:          Peygamber Aramızda

Konuk:       Doç. Dr. Ekrem Demirli

Tarih:         09 Kasım 2013 Cumartesi, 19.00

Yer:             Meridyen Derneği

*Doç. Dr. Ekrem Demirli Kimdir?

Rize-İkizdere’de doğmuş. 1988’de, Üsküdar İmam Hatip Lisesi, 1993 yılında Marmara Ü. İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1993’te M. Ü. S. B. Enstitüsünde Tasavvuf alanında yüksek lisansa başladı ve aynı yıl Enstitütü’ye araştırma görevlisi olarak atandı. 1995’te Abdullah İlahi’nin Keşfü’l-Varidat’ı adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. 2003’te aynı enstitüde Sadreddin Konevi’de Marifet ve Vücûd adlı teziyle tasavvuf doktoru oldu.

Halen çalışmalarını ağırlıklı olarak iki alanda sürdürmektedir: Birincisi Konevi şarihleri ikincisi ise İbnü’l-Arabî. Ekrem Demirli’nin Sadreddin Konevî, Abdürrezzak Kaşani, İbn Sina ve İbnü’l-Arabî’den çevirileri, dergilerde yayınlanmış makaleleri ve ulusal ve uluslar arası sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri bulunmaktadır.

Meridyen Sohbetleri yeni dönemine Doç.Dr.Ekrem Demirli ile başladı

Meridyen Sohbetleri, yeni döneminde ilk konuğu Doç. Dr. Ekrem Demirli’nin katılımıyla 9 Kasım 2013 Cumartesi günü saat 19.00′da Meridyen’in tarihi mekânında gerçekleşti.

Üye ve gönüllülerinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, Doç. Dr. Ekrem Demirli, ‘Peygamber Aramızda’  konusu çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirdi.

Meridyen Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Havva M. Kanbur’un selamlama konuşmasıyla başlayan programda, Doç. Dr. Ekrem Demirli, sözlerine ‘İslam Metafiziğinde Tanrı ve İnsan’ adlı kitap çalışması hakkında kısa bilgiler vererek başladı.

Cibril hadisi çerçevesinde, ‘İman’, ‘İslâm’ ve ‘İhsan’ kavramlarını açıklayan Demirli, Hz. Peygamber (sav)’in dindarlığımızda maksadı ve gayesini şu sözleriyle ifade etti:

‘Dinin merkezinde Allah olması beklenir; fakat her dinin ve her insanın Allah inancına sahip olduğunu düşünürsek, İslam ile dinin ayırıcı bir vasfı Allah olmaz. Esas sorun ise Allah inancına nasıl gideceğimiz veya Allah’a nasıl ulaşacağımızdır. Allah’a nasıl ulaşacağımız sorusu ise bizi Hz. Peygamber (sav) fikrine götürür. Dolayısıyla İslâm’ın merkezinde Hz. Peygamber (sav) vardır.’

Konuşmasında ‘sırat-ı müstakim’ kavramını da, ‘Sırat-ı müstakim, iki nokta arasındaki en kestirme doğru, güvenilir yoldur. Sırat-ı müstakim anlayışı demek ise fazla sıkıntıya girmeden, başımızı taşa, toprağa çarpmadan, kendimizi kaybetmeden, gücümüzü tüketmeden inandığımız şeye gitme şeklidir. Hz. Peygamber (sav) ise bizim için Sırat-ı müstakimi temsil eder.’ şeklinde tanımlayan Demirli, sözlerini alışkanlıklar ile Müslümanlık arasındaki çelişkilere dair yaptığı açıklamalarla noktaladı.

Etkinlik, yapılan ikramın ardından son buldu.

Meridyen Sohbetleri’nin bu ayki konuğu Beşir Ayvazoğlu

Meridyen Sohbetleri, Beşir Ayvazoğlu*nun katılımıyla devam ediyor.

Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 77. yıldönümü dolayısıyla ‘‘Mehmet Akif’i An(la)mak’’  konusu çerçevesinde,21 Aralık 2013 Cumartesigünüsaat19.00’dagerçekleşecek sohbet için aileniz ve dostlarınızla birlikte sizlerle Meridyen’in tarihi mekânında buluşmayı diliyoruz.

Konu:          Mehmet Akif’i An(la)mak

Konuk:       Beşir Ayvazoğlu

Tarih:         21 Aralık 2013 Cumartesi, 19.00

Yer:             Meridyen Derneği

*Beşir Ayvazoğlu Kimdir?

11 Şubat 1953 tarihinde Sivas’ın Zara ilçesinde doğmuştur. Sivas ‘ta ilk ve orta öğreniminin ardından 1975’te Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nü tamamlamıştır. Çeşitli liselerde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yapmış, TRT’de uzman olarak çalışmıştır. Lise yıllarında mahallî gazetelerde amatör olarak yürüttüğü gazetecilik mesleğine Hergün, Tercüman, Türkiye, Zaman ve Yeni Ufuk gazeteleriyle, Aksiyon dergisindeki köşe yazarlığı ve yöneticilik ile devam etmiştir. 1985-1991 yılları arasında Tercüman gazetesinin “Kültür-Sanat” yönetmenliği yapmıştır. Yeni Ufuk gazetesinde ise genel yönetmen olarak çalışmıştır. Dergâh, Kubbealtı Akademi, Hareket, Hisar, İzlenim, Türk Edebiyatı, Türkiye Günlüğü, Yeni Türkiye gibi dergilerde birçok deneme ve makale yayımlamıştır. Bir ara Kültür Bakanlığı danışmanı olarak görev yapmıştır.

ADTYK Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul Şehir Tiyatroları Repertuar Kurulu, TDV İslâm Ansiklopedisi Türk Dili ve Edebiyatı Merkez ilim ve Redaksiyon Kurulu üyeliklerinde bulunmuştur. Ayrıca CNN Türk’te Hilmi Yavuz’la birlikte iki yıl “Gökkubbemiz” adlı kültür programını hazırlamış ve Kasım 2001-Temmuz 2005 tarihleri arasında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. TRT 2’de “Bir Tepeden” adlı bir kültür programı hazırlayan yazar, halen Türk Edebiyatı Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yürütmekte ve Zaman gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM, Çocuk Vakfı ve Sezer Tansuğ Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucu üyeleri arasında yer alıp Türkiye Gazeteciler Cemiyet’in de üyesidir. Şiir, deneme, araştırma, inceleme ve biyografi alanında yayımlanmış çok sayıda kitabı bulunmaktadır. Ayrıca “Mevlana ve Günümüz Türkçesiyle Şiirleri” adlı eseri Refik Durbaş ile ortak kaleme almış ve “Hayal Şiir: Yahya Kemal Beyatlı Şiiri Üzerine Makaleler” kitabının yazar kadrosunda yer almıştır. Hakki Süha Gezgin’in yazdığı “Edebî Portreler” isimli kitabın ise editörlüğünü yapmıştır.

Meridyen Sohbetleri Beşir Ayvazoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti

Meridyen Sohbetleri, yeni döneminde ikinci konuğu Beşir Ayvazoğlu’nun katılımıyla 21 Aralık 2013 Cumartesigünü saat19.00′daMeridyen’in tarihi mekânında gerçekleşti.

Meridyen Derneği’nin yaklaşık 40 üye ve gönüllüsünün katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, Mehmet Akif’in yaşamı ve hayat hikâyesi üzerinden, dönemin manevî ve kültürel atmosferini anlamak, sosyal, entelektüel  ve sanat hayatına ışık tutmak üzere Beşir Ayvazoğlu, ‘Mehmet Akif’i an(la)mak’  konusu çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirdi.

Sonpeygamber.info Yayın Yönetmeni Yunus Emre Kaya’nın selamlama konuşmasıyla başlayan programda, Beşir Ayvazoğlu sözlerine, Mehmet Akif’i anlamak için yaşadığı dönemi incelemenin önemine değinerek başladı:

“Mehmet Akif’i tam anlamak için yaşamış oldukları döneme bakmak lazım. Mehmet Akif gibi birçok çağdaşın ne kadar zor zamanlarda yaşadıklarını, ne kadar büyük felaketlerin içinden çıkıp geldiklerini, bu felaketler içinde ne hissettiklerini, nasıl yaşadıklarını ve ruhlarında nasıl bir travmanın bulunduğunu anlamak için mutlaka o dönemi yaşamak, değerlendirmek lazım.”

“Çöküşün en dramatik anında bu çağdaş insanlar dünyaya geldiler” diyen Ayvazoğlu, sözlerine dönemin zorluklarından ve eğitim sisteminden bahsederek devam etti:

“Mehmet Akif ve arkadaşları doğdukları yıllarda (1876-77), eskilerin ise 93 Harbi dedikleri Osmanlı-Rus Harbi döneminde, çöküşü adım adım, safha safha yaşadılar. Bu büyük savaşın ne kadar büyük bir ekonomik yıkım getireceğini tahmin etmek zor değildi. Ekonomik problemler ve dış borç, Osmanlı devletini yarı sömürge haline getiriyordu. 1800’lü yılların ortalarında ve sonralarında, yani Mehmet Akif gibi 1873 yılında doğan nesil bu olanları safha safha yaşadı. Kendilerini büyük bir imparatorluğun vatandaşı olarak dünyada bulan bu nesil, küçücük bir devletin dünya politikalarıyla tecrit edilmiş, dünya meselelerine boğulmuş, artık hiç kimsenin itibar etmediği küçücük bir devletin vatandaşı olarak büyümüşlerdir. Mehmet Akif’in vizyonu, dünyaya bakış şekli imparatorluk şeklindeydi. Bu şekilde eğitiliyorlardı. Mektebe gittiklerinde görmüş oldukları harita devasa bir imparatorluk haritasıydı. Buna göre düşünüyorlardı.”

Mehmet Akif’in babası Müderris İpekli Tahir Efendi’den de bahseden Ayvazoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Mehmet Akif, çocukluğundan itibaren bir imparatorluk coğrafyasının vatandaşı olarak doğmuş olmanın şuuruyla yetişmiş bir insandır. Müderris İpekli Tahir Efendi, Arapça ve Farsça’yı son derece iyi bilen, kelimenin tam anlamıyla âlim bir adamdı. Mehmet Akif Ersoy, önce eski tip mahalle mektebine, sonra modern tarz mahalle mektebine, lise eğitimi için ise Mülkiye İdadisi’ne gitmiştir. Mülkiye’nin yüksek kısmına geçecekken babasının vefatı ve evlerinin yanmış olması nedeniyle birdenbire kendilerini büyük bir sefaletin içinde bulmuşlardır. Mehmet Akif, kısa yoldan hayata atılabilmek için o tarihlerde yeni açılan baytar mektebine gitmiştir.”

Beşir Ayvazoğlu, Mehmet Akif’in doğduğu semtte, semtin kültürünw ve bu semtin kültürünün Mehmet Akif’e yansımasına ise şu sözleriyle değindi:

“Mehmet Akif İstanbul’da doğmuştur. Asıl memleketleri Arnavutluk’tur. Kosova’nın sınırları içinde bulunan İpek şehrinin Şuşisa köyünde babasının imamlık yaptığı caminin harabeleri durmaktadır. Mehmet Akif’in akrabalarının hatıraları hala bu köyde yaşamaktadır. Mehmet Akif ise İstanbul’da, Fatih’in Sarıgüzel semtinde dünyaya gelmiştir. Aslında Fatih demek, İstanbul demektir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra üçüncü tepeye ilk önce sarayını yaptırıyor, sonra dördüncü tepeye onun adını yaşatacak olan Fatih Camii’ni ve medreseleri yaptırıyor. Etrafıyla Fatih devrinin hatıralarını taşıyan, dolayısıyla Türk ve Müslüman İstanbul’un kültürüyle, gelenekleriyle teşekkül ettiği ana semt Fatih’tir. Fatih İstanbul kültürünün özünün özüdür.’’

Mehmed Akif’in, şair olmanın ötesinde ahlâkçı bir münevver ve memleket meselelerini en yüksek sesle terennüm eden bir sanatkâr olduğunu vurgulan Ayvazoğlu,  son olarak Mehmet Akif’in şairliğine, tercih ettiği yazarlara ve sanat anlayışına değinerek, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Fars edebiyatını ve Arap edebiyatını okutacak kadar iyi bilen Mehmet Akif, erken yaşta şiir yazmaya başlamıştır. Dönemin insanları Mehmet Akif’in Fransızca’sının çok iyi olduğunu söylerler. Natüralist yazarlar, tercih ettiği yazarlardır. Mehmet Akif’e tercih ettiği yazarlar sorulduğu zaman, öncelikle Emile Zola ve Alphonse Daudet olarak iki ismi dile getirmektedir. Emile Zola’nın romanları aynen Fransız hayatının birebir yansımasıdır. Çok enteresandır ki, Mehmet Akif sanat görüşünü şair olmasına rağmen natüralistlerin görüşlerine dayandırır. Kendi sanat anlayışını ‘hayat, hakikat ve müşahede’ olarak özetler.”

Sohbet, Beşir Ayvazoğlu’nun katılımcıların sorularını cevaplamasının ardından son buldu.