Fatma Barbarosoğlu Siyer Sempozyumu'nu Yazdı

Meridyen Derneği'nin Sonpeygamber.info Projesi kapsamında düzenlediği Uluslararası Türkiye'de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumu 9-12 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. 

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Fatma Barbarosoğlu 15 Nisan 2015 tarihli köşe yazısında Hadis ve Siret Ödül Töreni ile Siyer Sempozyumu'na yer verdi. 

Fatma Barbarosoğlu'nun yazısı şu şekildeydi:

 

Mustafa Kemal, Hz. Peygamber’in Beyaz Perdede Canlandırılmasını mı İstemişti?

2015 Kutlu Doğum Haftası, seçim öncesine denk geldiği için “çantada keklik kitleler”e selam vermek üzere bütün partilerin pek rağbet ettiği bir kutlama oldu/oluyor.

Haftanın cümlesi elbette Kemal Kılıçdaroğlu'nun cümlesidir: “Ayasofya'ya bilet ile değil, abdestle girmek istiyoruz!”

Kutlu Doğum haftasını kutlamak ve dahi kullanışlı bir haftaya çevirmek için bazı çevreler birbiriyle yarışa dursun, Meridyen Derneği'nin düzenlemiş olduğu ve üç gün boyunca devam eden “Türkiye'de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları” sempozyumundan, özellikle “Kutlu Doğum Haftası’nın popüler kültür üzerinden eleştirisini merkeze alan metinlerden size tadımlık bilgiler sunmak istiyorum.

Tadımlık bilgilere geçmeden önce 12 Nisan Pazar akşamı Meridyen Derneği'nin siyer çalışmaları ile ilgili olarak gerçekleştirmiş olduğu ödül töreninde, Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun yapmış olduğu konuşmayı muhakkak okumanızı isterim.

Konuşmanın tamamı çok önemli idi, fakat özellikle şu tespitler bende kaldı: “Hz. Peygamber iman, ilim ve amel üzere bir hayat yaşamıştır ve bu Peygamberler Tarihi'nde tek örnektir. Hz. Musa'nın bir Medine'si yoktu. Bütün peygamberler azizdir, ama ilim ve eylem bütünlüğüne; diğer peygamberler de ütopyasının peşinde giden fikir ve eylem adamları da asla ulaşamamıştır.”

Sayın Davutoğlu, özellikle siyer ve hadis çalışmalarının önemine işaret ederek bugün karşılaştığımız pek çok soruna “Peygamberimiz bu konuda ne derdi?” sorusuyla yaklaşabileceğimizi de vurguladı. Zira “Hz. Peygamber'in neredeyse günlüğünü çıkaracak kadar onun hayatına vakıfız.”

Peki hayat hikayesi bu kadar aşikâr olduğu halde, Peygamberimiz'i anlamak konusunda bu kadar sığ kalmamızın sebebi nedir? Üstelik son yıllarda anlamaktan vazgeçerek bir de anlatma telaşına düşüşümüzü, bu telaş sebebiyle Peygamberimiz'i dijital ortama taşımanın yol açtığı tuhaf “temsiliyet krizi”ni ve daha pek çok önemli meseleyi dile getirmesi bakımından Meridyen Derneği'nin “Türkiye'de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları” sempozyumu çok önemli idi.

Yazar Cemal Şakar, “Popüler Kültürde Kutlu Doğum” başlıklı tebliğinde “Kutlu Doğum Haftası” etkinliklerinde kullanılan görsel temaların düzeysizliğini felsefi bir arka plana yaslanarak çok güzel analiz etti. 

Gelelim sempozyumdan tadımlık bilgilere.

Prof. Dr. Fatih Andı “Ortaokul ve Lise Kitaplarında Dil, Üslup, Estetik Problemleri” adlı tebliğinde Hz. Peygamber'i anlatmak bahsinde dil, üslup, estetik ve tasarım bozukluklarına temas eden çok dikkat çekici ve yol gösterici bir tebliğ sundu. Andı'nın eleştirileri özetle şöyle:

- Görseller ekseriyetle estetik değil. Alt açıklamaları yetersiz. Konuyla ilgili olmayıp, dolgu malzemesi olarak kullanılan görseller sık sık karşınıza çıkıyor.

- Hz. Peygamber'i anlatan edebî metinler çok az. Hatta yok denecek kadar az. Var olanlar da yetersiz. Söz gelimi naat veya Hz. Peygamber için yazılmış modern dönem şiirleri konulabilirdi. Konulan birkaç parça, şiirin güzelliğini vermekten çok uzak. Şiirden üç beş mısra alıntılanmakla iktifa edilmiş.

Yazar Cemal Şakar, “Popüler Kültürde Kutlu Doğum” başlıklı tebliğinde “Kutlu Doğum Haftası” etkinliklerinde kullanılan görsel temaların düzeysizliğini felsefi bir arka plana yaslanarak çok güzel analiz etti. Kutlu Doğum kutlamaları kapsamında bazı kişilerin pırpır yap para kap anlayışın uygun olarak, Sevgililer Günü'nde “En sevgilinin gününü kutlamaktan”, Hz. Peygamber adına kimlik cüzdanı çıkarmaya, Hristiyanların haçlı kolyesinden mülhem güllü kolyelerin satışa sunulmasına kadar pek çok hususa dikkat çekti.

Uzman vaize Ayşe Karaköse, “Popülerleşen Bir Fenomen Olarak Kutlu Doğum Haftalarında Anlatılan Hz. Peygamber” adlı tebliğinde, kutlama ve mekân ilişkisi üzerinde durdu. Tebliğin benim açımdan en dikkat çekici kısmı, bir adam fazla olsun saikiyle evinden barkından alınıp spor salonlarında yapılan kutlamalara “taşınan” teyze ve amcaların, ait olmadıkları mekânda “dini ritüel”e maruz kalmaları hususu oldu. Camide dinlediğinde alkışlanmayacak konuşmaların spor salonunda alkışlanmak zorunda kalınmasıyla ortaya çıkan bir yabancılaşma durumunu dile getiren tebliğ, çok anlamlı idi.

Sonpeygamber info'nun Yayın Danışmanı Fatma Ekinci: “Siyere Dair Çalışmaların İnternette Yer Alma Biçimleri ve Ortaya Çıkan Sorunlar” adlı tebliğinde, dini içerikli sitelerde yapılan düzeysiz sayfa tasarımlarına dair çarpıcı bir tebliğ sundu.

Önümüzdeki yıllarda başımızı ağrıtacak konuların en önemlisi, dinî tebliğin görsel sunumu ve Hz. Peygamber'in dijital ortamda temsili meselesi olacak.

Küresel dünyanın “derin yüzü”, “Hz. Peygamber'in Temsili” noktasında Şii gelenek ile Sünni geleneği karşı karşıya getirme sahnesi üzerinde çalışıyor ne vakittir. Bu noktada Uşak Üniversitesi'nden Dr. Ali Çağlar Deniz'in tebliği çok dikkat çekici idi: “Müslüman Sanatkarların Hz. Muhammed'i Tasvir Edebilme Probleminin Toplumsal Bağlamları: Orta çağ Nakkaşları ve Modern Dönem Sinemacıları”.

A. Çağlar Deniz'in tebliğinden Mustafa Kemal'in, Hz. Peygamber'i beyazperdede canlandırmak üzere Mısırlı bir aktör ile anlaştığını öğrendik. Fakat aktör sonradan film teklifini geri çevirmiş. Çünkü Mısır hükümeti, rolü kabul etmesi durumunda aktörü vatandaşlıktan çıkaracağını ilan etmiş.

Yorum sizin...

Güncelleme: 27.04.2015